Bazı endüstrilerde, sevkiyat hataları %5 gibi bir sıklıkla görülür ve toplama bakıldığında bu hatalar oldukça belirgin sıkıntılar oluşturur. Lojistik sürecindeki bu kusurlar ERP-IoT entegrasyonu ile düzeltilebilir. Kurumsal Kaynak Planlama (ERP) sistemlerini yeni nesil bağlı cihazlarla birleştirerek bütünsel anlamda yeni verimlilikler elde edebilirsiniz.
ERP, son yıllarda iş verimliliği üzerinde büyük etkiye sahip olduğu bilinen bir teknoloji. Başlangıçta monolitik (tek parça) yazılım olarak inşa edilmiş abas ERP gibi sistemler, bulutta barındırma kabiliyeti ile beraber harici yazılım ve donanımlarla bağlantı kurmak için Uygulama Programlama Arayüzlerinin (API’ler) modern bir ara katmanı da dahil olmak üzere esneklikle tasarlanmıştır. REST API’ler ve Message Bus sistemleri iletişime yeni ve farklı bir soluk getirmektedir.
Nesnelerin İnterneti (IoT), ağlara bağlı olan cihazları ifade eder. Donanımları internete taşımak, otomasyon kavramına tamamıyla yeni bir soluk getirebilir. Cihazlar, fabrikadaki makinelerden, forkliftlere ve hatta sevkiyat paletlerine kadar herhangi bir donanıma entegre edilebilir.
Şimdi ise baştaki senaryoyu, bağlanmış bir lojistik sistemi ile çalışan depo çalışanı üzerinden tekrar gözden geçirelim: Depo çalışanı, tek bir tıklama ile kablosuz bağlantılı bir RFID tarayıcı aracılığıyla palete eklenen her bir öğeyi kaydeder. Paletin üzerinde, gerçek zamanlı konum sistemi (RTLS) vasıtasıyla, hareketleri ve konumu izleyebilen bir IoT cihazı bulunur. Palet yanlış konuma getirildiğinde bir uyarı tetiklenir ve hem depo çalışanı, hem de müdürü bununla alakalı olarak bilgilendirilir. ERP orada bir hata yapıldığını anında belirler.
Depodaki bir otomasyon sisteminin özü, internet için tasarlanmış bir ERP yazılımıdır. ERP sistemi ya hibrit yapıya sahip olmalı ya da birçok durumda güvenli bir şekilde güncellenebilen, izlenebilen ve bakım yapılabilen bulutta bulunmalıdır. Sistemi bulutta barındırmak, diğer sistemlere arabirim açmayı da kolaylaştırır. Eski bir ERP sisteminin bulunduğu ve bu sistemin de değiştirilmesinin oldukça zor olduğu durumlarda, mevcut ERP’yi genişletmek, internetle bağlantısını sağlamak, dolayısıyla kısmen hibrit bir ERP çözümü oluşturmak için bir ara katman çözümü eklenebilir.
RFID etiketlerinin son yıllarda maliyetlerinin düşmesi, envanter yönetimi için de sıkça tercih edilen bir yöntem haline gelmesini sağladı. Gelin, envanter yönetimini daha iyi hale getirmek için IoT cihazlarının bir ERP sistemi ile beraber nasıl çalışabileceğine bir göz atalım.
IoT deposunda, envantere giriş yapan her yeni malzeme, ERP sistemindeki bir girdiyle eşlenen fiziksel bir etiket alır. Bir malzeme herhangi bir yere taşındığında, etiket barkod okuyucusu ile taranır ve ERP sistemi güncellenmiş olur. Internet ile etkinleştirilmiş RFID tarayıcılarının kullanılmasıyla, bu bilgi gerçek zamanlı şekilde korunmuş olur. Yeni bir teslimat için bir sipariş oluşturulduktan sonra, ERP sistemi bu siparişin ne zaman ve nerede yerine getirileceğini izleyebilir.
ERP sistemi, palet hareket ettirildiğinde malzemelerin nereye gittiğini görebilir ve aynı zamanda bir iş emri ile ilişkili malzemelerin yanlış konuma yerleştirildiğini de hemen algılayabilir. Bunun nedeni, paletin konumu ile ilgili bir değişiklik algılandığı zaman, bunu sevk emrindeki varış noktasıyla karşılaştırmak için arka planda bir yazılım işleminin yürütülmesidir. Bu iki nokta arasında bir uyumsuzluk olduğunda çalışana ve yöneticisine kısa mesaj gönderen bir uyarı oluşturabilir.
Doğru sevkiyat alındıktan sonra, kamyona entegre edilmiş hücresel bağlantılı bir GPS cihazı, yakıt tüketiminin ve sürücü dakikliğinin yanı sıra, tahmini teslimat süresi ile ilgili de sürekli olarak güncellemeler sağlar. Sevkiyat bir sonraki tesise bırakıldığında, izleme işlemi parça seviyesinde devam eder.
Mevcut bir tesisin otomasyonunun tek seferde gerçekleşmesi mecburi değildir. Tıpkı RFID etiketlerinde olduğu gibi, tek bir bileşeni ERP’ye entegre etmek, büyük bir sistemin aşamalı olarak devreye alınmasına olanak tanırken önemli değerler de üretebilir. İhtiyaç halinde hatırı sayılır yatırımlar olabilirken, bir planlama çalışması maliyet telafisinin gerçekleşebileceği zaman çizelgesini gösterebilir. Neyse ki Moore yasası, yazılım ve donanım maliyetlerinin sürekli olarak düşeceğini ve dolayısıyla otomasyonu da daha ekonomik hale getireceğini göstermektedir.
Otomatikleştirilmiş bir tedarik zinciri, hızlı lojistik ve düşük maliyet avantajı sunar. Varlıkların dinamik olarak yeniden tahsisi ise, ekipman maliyetlerinde düşüş sağlayabilir. Süreç darboğazlarının ortadan kaldırılması, aynı iş gücüyle çok daha fazla sayıda sevkiyat yapmanıza olanak tanıyabilir. Envanter stoğunu optimize etmek ise maliyetleri direkt olarak düşürür. Bütün çalışanların ve ekipmanların yerlerini izleyebilme kabiliyeti, güvenlikte önemli gelişmelere öncülük edebilir.
Bu avantajların içerisinde belki de en önemlisi; otomasyonun, denetim geçmişi ve iş zekâsı ile birlikte size üst düzey bir yönetim imkanı sunmasıdır. Eğer ERP sistemi bulutta muhafaza edilirse, işlem yapılabilir veriler herhangi bir internet tarayıcısından veya bir mobil uygulamadan görüntülenebilir. ERP-IoT entegrasyonu günlük faaliyetlerin bir parçası haline geldiğinde, karşılığında kazanılacak faydalar da zamanla artacaktır.